Ankara Escort

Hayat, bazen güzel bazen ise zordur. Bu güzellikleri kolayca baş üstüne alır iken, zorluklara karşıda göğüs germek gerekir. Bu

İlişkilerde Tahammülsüzlük

dayanma gücü; sabır, tahammül gibi kelimeler ile ifade edilebilir. Ancak iki durum birbirinden biraz farklı bir durumdur. Peki, bu ayrım nedir ve ilişkilerde tahammülsüzlük ne demektir?

Tahammülsüzlük Nedir?

İnsan, hayat boyu birçok şey yaşamaya adaydır. Ve birçok duyguya ise gebedir. Mutluluk kolay kabul edilebilir bir olgudur ancak yaşanılan kötü mevzular bu denli kolay kabul edilemeyebilir. Ancak başınızdan savmanız zor olan ya da bazen mecbur kalınan durumlar için sabır göstermek gerekir. İlk etapta sabır gelir ve bu sabretme konusunu devamlı hale getiren bir olay ise artık tahammül sınırına gelmiştir. İki durum, birbirinden farklı bir yaklaşımdır. Bunu anlaşılması açısından, daha kolay bir şekilde ifade etmek gerekir ise; 

• Sabır: Başa gelen zorlayıcı bir durum karşısında sabretmek yani olayı kabullenmek ve “geçmesini beklemek” için zaman tanımak olarak ifade edilebilir. Ya da başka bir örnek olarak, koyduğu herhangi hedef karşısında o hedefe ulaşabilmek adına her türlü uğraşa, çabaya, zorluklara “hedefe ulaşmak” için göğüs germek ve katlanmak denilebilir.

• Tahammül: Yine başa gelen zorlayıcı bir olay karşısında, olayın geçmesini beklemek yerine o olaya karşı “boyun eğmek” demektir. Hedef koymadığı için ulaşmak için çabalamaz dolayısı ile elde çok bir şey de elde edemez ve bu durumu ise zaten hak ettiği düşüncesi vardır. Burada ise kader bilinci devreye girerek bu çabasızlık halini ve boyun eğişini kadere bağlayarak, “kaderimiz buymuş” der ve boyun eğişe devam eder. 

Tanımlar neticesinde; sabır ve tahammül olgusu, olaylar karşısında yapılan iki ayrı seçimdir. Her şey için sürekli hale gelen bir tahammül ediş, doğru bir yaklaşım olmaz. Dolayısı ile konular karşısında gelişen tahammülsüzlük kavramını, bir çeşit baş kaldırış gibi görmeniz mümkündür. Ancak tabi bunun da bir dengesi olmalıdır. 

İlişkilerde Tahammülsüzlük

İlişkilerde Tahammülsüzlük Nedir?

Her şeye tahammül etmek insan fıtratı için uygun değildir. Dolayısı ile her türlü ilişki için başa gelene sabredip o durumu düzeltmeye çalışmak doğru bir yaklaşım olur. İlişkilerde tahammülsüzlük ise kendi sınırlarını çizmeyi gerektiren bir konuya dönüşecektir. Ancak bahsedildiği gibi burada da bir denge gerekir. 

Bir insana karşı sevgi biter ise onun her türlü hatta iyi olan yaklaşımları dahi sevgisi bitmiş tarafı çıldırtabilir. Bu noktada ise artık o ilişkide tahammülsüzlük olduğunu akla getirir. Her şeye karşı sorun çıkarmak ve karşıdaki insanın mutlu olmasını zerre önemsememek hatta kırmak dolayısı ile mutsuzluk sunmak olarak düşünülebilir. Bir ilişki için sabır etmek gereklidir. Her şeye tahammül etmek doğru olmadığı gibi bu tahammülsüz tavırlar da doğru değildir. 

İlişkilerde mantık mı duygu mu yıllardır sorulan en önemli sorulardan bir tanesidir. Bir ilişki tamamen aşk üzerine ya da

İlişkilerde Mantık Mı Duygu Mu

tamamen mantık üzerine kurulur mu geçmişten günümüze cevabı araştırılan konuların başında gelir. Bir ilişkide hem mantık hem de aşkın olması bu ilişkinin uzun soluklu olması açısından önemlidir. Eğer yaşadığınız ilişki sadece aşk üzerine kuruluysa aşk bittiğinde ve birbirinize karşı artık aynı heyecanı hissetmediğinizde bu ilişki tamamen bitecektir. Ancak birbiriniz için mantıkla düşündüğünüzde uygun olduğunuzu düşünüyorsanız aşk bitse bile birbirinizi kaybetmemek için yeni heyecanlar arayarak ilişkinizi diri ve canlı tutmaya çalışırsınız. İlişkilerde aşk ve mantık dengesi sağlıklı bir temel oluşturmak ve ilişkiyi uzun yıllar devam ettirebilmek açısından son derece önemlidir. 

İlişkilerde Mantık

İlişkilerde mantığın önemi çok büyük. Sizin için uygun olmadığınızı derinlerde bildiğiniz bir kişi ile sonu belli olan bir aşk macerası yaşayıp üzülmek mi yoksa sizin için en doğru aday ile birlikte olup mutlu ve geleceği açık bir ilişki yaşamak mı eğer 17 yaşında olmaya herkes tabiî ki ikinci seçeneği tercih edecektir.

Hayat ilerlerken biz de yaş alırız. Bu yüzden 17 yaşındaki gençlik hatalarını yaparak iyi adamları kaçırmak sizi uzun sürecek bir yalnızlığa itebilir. Eğer bu yalnızlık sizin tercihiniz ise hiçbir sorun yok ama doğru adamı bulmak için yanlış tercihler yaparak yalnız olursanız bu sizi üzecektir.

Bu nedenle de maceraya gerek yok kalbiniz her zaman için en iyi olanı istemez. Ama mantığınız sizi her zaman en doğru olana götürür. Kalbinizin istediği şeyler genelde sizin için en doğru olanı değildir. Bu nedenle de kalbiniz ile değil mantığınız ile hareket etmeniz sizin için daha doğru olacaktır. İlişkilerde mantık mı duygu mu; ilişkilerde mantık bir adım önde olduğunda mutluluk size daha yakın olur. 

İlişkilerde Aşk

İlişkilerde Mantık Mı Duygu Mu

İlişkilerde aşk ve tutku duyguları tatması güzel ve özel duygulardır. Ancak bu duyguları size veren kişiler her zaman için sizin adınıza uygun olan kişiler değildir. Bu durumda kalbinizin değil mantığınızın sesini dinlemeniz sizin için daha uygun olacaktır. İlişkilerde mantık mı duygu mu; ilişkilerde mantığınız size doğruları fısıldar.

İlişkilerde Aşk ve Mantık Aynı Anda Olur Mu?

Aşkın olduğu ilişkide mantık, mantığın olduğu ilişkide de aşk aranmaz.  Ancak çok nadir de olsa aşık olduğunuz kişi sizin için doğru kişi olabilir. Eğer aşkınız sizin için doğru adam ya doğru kadınsa ebrikler çok az kişinin erişebileceği bir duyguya eriştiniz. 

İlişkilerde Aşkı Mı Mantığı Mı Seçmeli?

Eğer ilişkinizde aşk ve mantık arasında kalıyorsanız ileride pişman olmamak ve üzülmemek için mantığınızın sesini dinleyin. Mantığınız kalbinizin aksine size yalan söylemez.

İlişkilerde Kaygılı Bağlanma

İlişkilerde kaygılı bağlanma sorunu özellikle ailesinde ve geçmiş ilişkilerinde bu sorunu yaşayan kişilerde görülür. Bir

İlişkilerde Kaygılı Bağlanma

ilişkide kaygılı bağlanma kişinin kendisine uygun bir kişiyi değil onu tamamlayacak bir kişiyi araması ile başlar. Mesela çocukluk döneminde babası ile sorunlar yaşayan ya da babası tarafından terk edilen kızlar kendilerini tamamlamak için babasının özelliklerini tamamlayan erkekler ile birlikte olur. Bu bilinçli olarak yapılan bir hamle değildir. 

Kişinin mantığı devre dışı kalarak tamamen duyguları tarafından yönetilmesi bu sorunun ortaya çıkmasına neden olur. Kaygılı bağlanma sorununu yaşayan kişiler gerçek aşkı bulmak, eşlerine güvenmek değil duygusal açlıklarını beslemek isterler. Bu nedenle de kendilerini sorunlu duygularından kurtaracak ya da eksik yönlerini tamamlayacak bir eş arayışı içerisinde olurlar. Aslında bu kişiler bir eş değil kurtarıcı ararlar. 

İlişkilerde Kaygılı Bağlanma Nasıl Anlaşılır?

İlişkilerde kaygılı bağlanma kişinin ilişki içerisinde yaşadığı sorunlar ile kendisini gösterir. Kaygılı bağlanma sorunu çocukken ailelerinde sorun yaşayan kişilerin yaşadığı sorunların başında gelir. İlişkilerde kaygılı bağlanma kendisini şu şekilde gösterir;

• Karşılarındaki kişilere karşı genel olarak güvensiz olarak hissederler.
• Sürekli olarak kaygı problemi yaşarlar.
• Yaşadıkları ufak tefek sorunlar için karşılarındaki kişileri suçlarlar.
• Küçük şeylere büyük tepkiler verebilirler.
• Duygusal yönden açlık yaşarlar.
• Fazla ilgi görmeleri durumunda sıkılırlar, az ilgi gösterildiğinde ise kendilerini önemsiz hissederler.
• Kendilerini kurtarması için duygusal açıdan zıt kişileri tercih ederler.
• Kendilerini sevilmeye ve değer görmeye layık hissetmezler.
• Sürekli olarak terk edileceklerini düşündükleri için bağ kurmaktan kaçınırlar.
• Sınır koymayı bilmezler.
• Bir ilişkide neye ihtiyaçları olduğunu ve neyi beklemeleri gerektiğini bilmezler. 
• Sürekli olarak sevilmekten vazgeçileceklerine dair bir kaygı taşırlar.
• Sevgilileri ya da eşleri kendilerinden uzak olduğunda başka birine aşık olacak korkusu yaşarlar.
• İlişkilerini kendi hayatlarının odak noktası yaparlar.
• Sadece fiziksel yakınlığa ilgi duyarlar.
• Kendi geçmişleri hakkında bir şeyler paylaşmak istemezler.
• Sorunlarını partnerlerine açmazlar.
• Bazı durumlarda ise fiziksel yakınlık yerine sadece duygularını paylaşmak isteyebilirler.
• Bir gün sizi terk edip ertesi gün kapınızda olabilirler.
• Reddedilme korkusu yaşarlar.
• Birine bağımlı olmaktan korkarlar.
• Bağımlı olma korkusu ilişkilerinin sürekli kısa olmasına yol açar.
• İlişkide belirledikleri karakterin doğru olup olmadığı konusunda sürekli endişeleri vardır.
• Tek olarak yaşam sürmek isterler.
• Başkası ile birlikte yaşama düşüncesi onlara korkutucu gelir.

İlişkilerde Güvensizlik

İlişkilerde Kaygılı Bağlanma

İlişkilerde güvensizliğin en temel sebebi ilişki yaşayan kişilerin birbirlerini tam olarak tanımaması ve sağlıklı iletişim kuramamasından kaynaklanır. İlişkilerde kaygılı bağlanma sorunu da güvensizliği beraberinde getirir.

İlişkilerde İletişim Eksikliği

İlişkilerde iletişim eksikliği yaşamak sürekli olarak aynı konularda tekrarlanan kavgalar ile kendisini gösterir. 

İlişkilerde kaybetme korkusu çok sık görülen bir durumdur. Bu korku ilişkinin en başından beri olabilir ya da ilişki

İlişkilerde Kaybetme Korkusu

ilerledikçe partnerinizin davranışları sonucunda ortaya çıkabilir. İlişkilerde kaybetme korkusu ilişkinin gidişatını etkileyecek kadar büyük bir sorundur. Kaybetme korkusu yaşayan kişi sevdiği kişiyi kaybetmemek için kendine göre doğru olan birçok yanlış yapar. Kaybetme korkusunu aşmak için partneriniz ile birlikte hareket etmelisiniz. Hatta bu konuda bir ilişki terapistinden yardım almanız bile gerekebilir. Bu şekilde ilişkinizi sağlıklı şekilde devam ettirebilirsiniz. Aksi takdirde kaybetme korkusu yaşayan sizseniz neler döndüğünün çoğu zaman farkında olmayabilirsiniz ve davranışlarınız size göre normal olabilir. Ancak hatayı sürekli karşı tarafta bulmak da ilişkilerdeki en önemli sorunlardan bir tanesidir. 

İlişkilerde Kaybetme Korkusu Nedir?

İlişkilerde kaybetme korkusu genel olarak eski ilişkilere dayanarak gelen bir korkudur. Karşınızdaki kişinin sizi terk edeceğinden ve artık hayatınızda olmayacağından endişe duyuyorsanız bu kaybetme korkusuna işarettir. 

Kaybetme korkusu çocukluk travmalarından da kaynaklanıyor olabilir. Kaybetme korkusu olan kişiler sağlıklı bir ilişki kurma konusunda iyi değillerdir. İlişkilerde kaybetme korkusu yaşayan kişilerin mutlaka bir profesyonelden bu konuda yardım alması gerekir. Aksi takdirde kaybetme korkusu ilişkinin sonlanmasına yol açacak sıkıntılar doğurabilir. İlişkilerde kaybetme korkusu birçok kişinin yaşadığı bir sorundur. Ancak bu kaybetme korkusu ilerleyerek bir paranoya haline gelebilir. 

İlişkilerde Kaybetme Korkusu Belirtileri

Sevdiğin kişiyi kaybetmekten korkmak ve onu kaybetmemek için hareket etmek son derece normal ve oldukça önemli bir davranıştır. Ancak ilişkilerde kaybetme korkusunun çok ileri derecede olması çiftlerin hayatını olumsuz yönde etkiler. İlişkilerde kaybetme korkusu şu şekildedir;

• Kaybetme korkusu olan kişiler partnerlerinin sürekli olarak ne yaptığını, nerede olduğunu ve kiminle olduğunu bilmek ister.
• Sürekli olarak hata yapmaktan korkar ve her hareketini karşısındaki kişiye açıklamaya çalışır.
• Kendi başına karar vermekten korkar.
• Partnerinin başkaları ile sıkı ilişkiler kurmasını istemez.
• Partnerinin sürekli olarak yanında olmasını ister.
• Partnerini sürekli olarak arayıp mesaj atarak onu boğar.

İlişkilerde Kaybetme Korkusu İyi Bir Şey Mi?

İlişkilerde Kaybetme Korkusu

İlişkilerde kaybetme korkusu iyi bir şey değildir. Kaybetme korkusu yaşayan kişiler hem kendilerini hem de ilişki yaşadıkları kişiyi yıpratırlar. Bu nedenle de ilişkide kaybetme korkusu yaşayan kişiler uzun soluklu ve sağlıklı ilişki yaşayamaz. Eğer geçmiş ilişkilerinde aldatılma ya da terk edilme gibi bir hikayeleri varsa kaybetme korkusu daha yoğun olur. 

İlişkilerde Kaybetme Korkusu Neden Ortaya Çıkar?

İlişkilerde kaybetme korkusu kişinin geçmiş ilişkilerinde yaşadığı trajik hikayelerden ya da çocukluk travması olarak ortaya çıkar. Kaybetme korkusunu tetikleyen nedenin bulunması ve bu korkunun tedavi edilebilmesi için psikolojik yardım alınması şarttır. Aksi takdirde kişi kaybetme korkusu ile ilişkisine zarar verir.